İtalyanca olarak beş toprak anlamına gelen Cinque Terre; Riomaggiore, Corniglia, Manarola, Varnezza ve Monrerosse al Mare adlı beş köyden oluşmaktadır. Konumu nedeniyle 19. yüzyılda yapılan tren yolundan önce bölgeye ulaşım sadece teknelerle ve patika yollar ile sağlanıyormuş. Cinque Terre, muhteşem doğasının korunabilmesi için 1997 yılında UNESCO Dünya Mirasları listesine dahil edilmiştir.
Şaraplık üzüm, zeytin ve meyve ekili alanların yüzyıllar boyunca ayakta kalabilmesi tam bir mucize. Çünkü bölge her yıl bolca yağan yağmurdan dolayı sellere ve selden dolayı erozyonla karşı karşıya kalıyor.
Köyler arasındaki ulaşım için araba yolunun kullanılmasına izin verilmiyormuş. Ulaşım sadece sahilden geçen tren yolları ve köylülerin yüzyıllar önce oluşturduğu patikalar üzerinden sağlanıyormuş.
İtalya’nın dağlık bir kesiminde yer alan bölgeye, günümüzde hala ulaşım zorluğu çekilmekte imiş. ama çekilen zorluğa değecek gibi görünüyor.
Cinque Terre’deki konaklama oldukça pahalıymış ama yeterli bir bütçe ile pahalı olmasına değecek yerler de varmış. Mesela; Vernazza’da bulunan hem şık hem de otantik yapısıyla beğenilen La Mala otel gibi.
Özel bir yer arayanlara ise olağanüstü manzarası ve beş yıldızlı lüks hizmetiyle La Toretta Charme&Relax tavsiye ediliyor.
Yüzyıllar boyunca yürüyüş parkurları Cinque Terre köyleri arasında seyahat etmenin ve çoğu zaman dış dünyaya bağlanmanın tek yoluydu. Buradaki yürüyüşler çiftliklerin ve kıyı ormanlarının harika manzaralarını sunuyor. Bu yollardan biri Sentiero Azzurro yoludur. Mavi Yol olarak da bilinen bu yolda yürümek isteyenler 12 kilometre boyunca etraflarındaki harika doğa manzaralarını seyrederek bu yoldan ilerliyorlar.
Sentierro Rosso adlı yolda ise yürümek için sadece istemek yeterli değil. Yeterli kondisyon ve deneyimde gerekli. 35 kilometrelik yol boyunca ağaçlık alanlar, etrafta bar ve restoranlar bulunmakta. Bu rotanın tamamlanması için 9-12 saat arasında bir zaman gerekirken küçük molalar için; bar ve restoran olması iyi düşünülmüş.
Bölgenin doğal bir park olmasından dolayı bunlar gibi doğa yürüyüşleri yapabilmek için bilet satın alınması gerekiyormuş. Yürüyüş rotalarının en meşhuru olan Via Dell’Amore’de belirli tarihler arasında yaşanılan heyelanlar nedeniyle yürüyüş kapatılmakta.
Yürüyüşler yapmak ve bunaltıcı sıcağından korunmak amacıyla, bu güzel yere gitmek için tavsiye edilen aylar; Mayıs ve Eylül ayları. Yemek kültürünün kısıtlı olmasından dolayı çok çeşitli bir mutfağı yokmuş, kendine has şarapları eşliğinde taptaze deniz mahsulleri ise başka bir tavsiye.
Başka bir güzel bir yerde görüşmek üzere.
Görülmesi gereken bir yer olduğu aşikar; ancak yaşam alanı açısından benim adıma güç bir yer. Bu seri gerçekten çok iyi ilerliyor. Gitmeden gidebilme ve de görebilme imkanı sunuyor. Emeğinize sağlık efendim.
Portofino da çok güzeldir 🙂
Ne zaman burası ile ilgili bir fotoğraf yada video görsem o pembe binanın terasında kendimi hayal ederim.Elimde çayım akşam serinliğinde oturacaksın açacaksın kitabını okuyacaksın.Harika bir manzara harika bir yer.
Rengarenk bir yer harika görüntü oluşturmuş bu renklerde.
harika olmuş eline sağlık